Stajyer Meslektaşlara İş Başvurusu Tavsiyeleri

Stajyer Meslektaşlara İş Başvurusu Tavsiyeleri

Av. Abdulkadir ARGILLI

Malum, hukuk fakültelerinin sayısı ve kontenjanı inanılmaz bir hızla arttı. Her yıl barolara “stajyer avukat orduları” akın ediyor. Baroların “acilen fakülte sayısı ve kontenjanı azaltılsın, avukatlık için sınav şartı getirilsin, yoksa avukatlık ruhsatı duvar süsü olacak” talepleri ise şu ana kadar bir karşılık bulmadı.

Bu kargaşada stajyer meslektaşlar etkili bir staj yapma imkânı bulmakta zorlanıyor. Adliye stajları formaliteye dönüşmek üzere. Nezâketen “dönüştü” demiyorum. Ancak yargının bu kadar iş yükü arasında, kitleler hâlinde gelen stajyerlerin etkili bir adliye stajı yapabilmesi mümkün görünmüyor. Bunun yanında stajyerler, çalışarak temel avukatlık pratiğini öğrenebilecekleri ofisler bulmakta da güçlük yaşıyor. Çünkü ofisler de doygunluğa ulaşmış durumda. İstanbul Barosu’nun sitesine stajyer alımı için ilân verdiğimizde, günde en az 20 başvuru yapılıyor. Stajyer alımı için birkaç günde biriken 60-70 başvuru arasından seçim yapmak gerekiyor.

Bu yazının kaleme alınma maksadına gelecek olursak; gelen başvuruların çoğunu ilk bakışta eliyoruz, çünkü birçok başvuru fahiş sorunlar barındırıyor. Meslektaşlarla yaptığımız tecrübe paylaşımlarında gördük ki, başvuruların birçoğunu derhal eleme konusunda yalnız da değiliz.

Biraz daha açayım; üniversiteden yeni çıkmış ve genellikle profesyonel iş yaşamıyla haşır neşir olmamış stajyerlerin birçoğu, nasıl CV hazırlayacağını ve bir iş için nasıl başvuru yapılacağını bilmiyor. Bir avukatla mülâkata gittiğinde nasıl davranacağı/konuşacağı konusunda kafa karışıklıkları yaşıyor. Bu konularda birkaç küçük meslektaş tavsiyesi aktaralım ki, staj yeri bulmanın giderek zorlaştığı ortamda en azından başvurularımız “ilk bakışta” elenmesin.

1. Başvuru Üslubuna Dikkat!

Neden böyle yaptıklarını anlamıyorum, ama birçok stajyer, hukuk bürolarına CV gönderirken e-postaya konu ve metin yazmıyor. “Konu” kısmında “Başvuru”, “CV” gibi genel bir isim oluyor, bazen bu da olmuyor. Bir işveren adayı olsanız; ekinde CV olan, konusu – metni olmayan bir başvuru e-postası aldığınızda ne düşünürsünüz? Başvurucunun medeni bir iletişim kuramadığını, sizinle çalışmaya başlasa sizin müvekkilinizle ve diğer muhataplarla sorunlu bir iletişim kuracağını düşünür müsünüz? Peki, başvurucu aynı e-postaya 5 farklı hukuk bürosunu daha “alıcı” olarak eklediyse, diğer alıcıları gizleme zahmetine bile katlanmadıysa (true story) ne yaparsınız?

Cevabını vereyim; birçok eli yüzü düzgün başvurunun da yağmakta olduğu bir zeminde, kendisini ifade edememiş başvurucular hızla elenir.

Tavsiyem şudur; e-postanın konusu olarak “Staj Başvurusu – Ad Soyad” gibi bir metin yazılmalı ki, muhatap birçok başvuru arasından sizinkini bulabilsin, derli toplu bir giriş olsun. Metin olaraksa “…ilânınıza istinaden CV’m ektedir…” tarzı bir metin hazırlayabilir, belki kendinizle yahut başvuru maksadınızla ilgili de birkaç cümle kurabilirsiniz.

2. CV Nasıl Hazırlanmamalı?

Başlıkta özellikle “CV Nasıl Hazırlanmalı?” demedim. Bu çok geniş bir konu ve açık kaynaklarda bu hususta çok fazla bilgi var. Stajyerlerden %50 diyebileceğim bir oranda “açıkça çok kötü” CV geldiği için, yapılmaması gereken birkaç şeyden bahsedeceğim.

  • CV’de kullanılan dil bozuk olmamalı. Türkçe’nin dil ve yazım kurallarına dikkat edilmeli. Gerçekten ve maalesef, birçok hukuk fakültesi mezunumuz Türkçe’yi düzgün öğrenemeden avukat oluyor. Böyle bir sorun varsa yol yakınken çalışıp bu açık kapatılmalı.
  • Biçim olarak özensiz CV’ler gönderilmemeli. Cvlogin gibi internet siteleri başta olmak üzere, eli yüzü düzgün CV hazırlamanın sınırsız yolu var. Sosyal medyadaki profil fotoğrafınızı Microsoft Word’e yapıştırıp altına dağınık bir özgeçmiş sıralarsanız, özenli başvuruculara göre elbette ki eksi puanla başlarsınız.
  • Baro bilgi havuzu gibi ilân mecralarında birçok stajyer meslektaş ilân verirken e-posta adreslerini yazmıyor. Şu durumda muhatabınızı, size telefonla ulaşmaya zorlamış oluyorsunuz. Takdir edersiniz ki o kadar çok adayla telefonda konuşmak zor bir iş. Sadece telefon bilginizi verdiğinizde, aslında sizi e-postayla davet edebilecek olan birçok ofis size ulaşmaya çalışmayacaktır. Dolayısıyla mutlaka muhataplara e-posta adresi bildirilmelidir.
  • CV’nizde kalitenizi ortaya koyan motivasyon cümleleri elbette kurabilirsiniz. Ancak samimiyetsiz ve kibirli davranmayın. Yazdıklarınızı bir avukatın okuyacağını, muhatabın bu sektörde sizden çok daha tecrübeli olduğunu, kendinizi fazla abartırsanız karşı tarafın bunu yemeyeceğini dikkate alın. Üniversitede yaptığınız basit bir ödevi “akademik çalışma” diye yedirmeye çalışmayın. Olumsuz örneklerden yola çıkarak söylüyorum; çok mükemmel biri gibi davranmayın. Hiçbirimiz değiliz. Mükemmel olmanızı bekleyen biriyle zaten uzun süre çalışamazsınız.
  • Üniversitenin UltrAslan taraftar grubunda olmanız, 3 yıl önce Greenpeace’e bağışta bulunmuş olmanız gibi şeyler sosyal yetenekler olarak CV’de komik durur, yapmayın.

3. İşveren – Personel İlişkisinde Tarafların Bakış Açıları Nasıl Örtüşür?

Stajyer meslektaşların verdiği ilânların ve yaptıkları başvuruların belki yarısında “…kendimi geliştirebileceğim…” ifadesi geçer. Kendinizi geliştirmeniz oldukça güzel bir temenni ve hedef, çok saygı duyuyorum. Ancak iş başvurusu anlamında bu yaklaşımın öncelenmesini sorunlu buluyorum.

Bir iş mülâkatında masanın bir tarafında işveren adayı, diğer tarafında personel adayı vardır. Olumlu sonucun çıkması için, iki tarafın bakış açısının örtüşmesi gerekir. Avukatlık özelinde baktığımızda işveren adayının zihninde ne vardır? Açık ifade edelim, avukatın zihninde öncelikli olarak iş yükünü dağıtıp hafifletmek vardır. Avukat öncelikle sizi, ne kadar iş bitirici olduğunuz üzerinden ölçüp tartacaktır. Stajyer avukat “kendini geliştirmeyi” öne çıkardığında, karşı tarafın önceliğiyle örtüşmeyen bir tele basmış olacaktır.

Ne yapsın stajyer avukat? Kendisini geliştirmesin mi? Gelişimi umursamayan bir avukatın yanında mı çalışsın? Nerede kaldı avukatların usta – çırak ilişkisi?

Bu sorular da haklı tabii. Dolayısıyla sunacağım çözüm şu: Stajyer meslektaş, kendisini geliştirme arzusunu, profesyonel iş süreciyle birlikte ele almalı. İşveren adayının “iş yükünü hafifletme” niyetini umursamayan bir “kendini geliştirme” talebi yerine; “Kendisi de bir süre sonra avukat olacağının bilinciyle bir kısım işin sorumluluğunu almayı, bir yandan çalıştığı ofisin iş yükünü hafifletirken bir yandan da bu dosyalar üzerinden mesleğin pratiğini öğrenmeyi” hedefleyebilir. Derdini de bu şekilde ifade edebilir.

Tarafların bakış açısı örtüştü mü? Örtüştü. Harika!

Bir diğer önemli nokta da, stajyer meslektaşların kamçılanarak icra dairelerine sürülme korkusuyla yazdıkları “dava çeşitliliği olan” bir ofiste çalışma isteği.

Bu istek haklı olmakla birlikte, ifade biçimi birçok örnekte sorunlu olabiliyor. Özet olarak formüle edecek olursam; stajyer meslektaşlar avukatlığın her alanını görme arzularını ifade ederken, işin rutininden de kaçmadıklarını beyan etmeliler. Verdiğiniz ilânda veya yaptığınız başvuruda zaten 2-3 cümle kurmak durumundasınız. Bu cümlelerden biri de “dava çeşitliliği” talebi olduğunda muhatabınız bunu, peşinen şart koşmak olarak değerlendirebilir. Yine muhatap, sizin işin rutininden kaçmanızdan çekinebilir. Dolayısıyla “İcra işleri ve diğer rutin işlerden çekinmemekle birlikte, mesleğin çeşitliği alanlarında kendimi geliştirebileceğim bir ofis istiyorum” doğru bakış açısıdır.

Öte yandan her mesleğin ilk birkaç yılı çileli geçer. Avukatlıkta da bu böyledir. Okuldan çıkar çıkmaz mesleğin kılçıksız bir alanında çalışmayı hedeflemek gerçekçi olmayabilir. “Sırf icra yapan bir yerde çalışmak istemiyorum” diyerek uzun süre iş arayan ve staj sürecinin önemli bir kısmını hiçbir şey öğrenmeden geçiren meslektaşların sayısı az değil. Buna karşılık, bir süre icra hukuku alanında çalışıp bu alanı iyice öğrenip ardından dava çeşitliliğine yönelmek de iyi bir kariyer planı olabilir.

Sonuç olarak; avukat sayısı katlanarak artıyor, bu alanda mesleki tecrübe kazanabilmek ve bu tecrübeyi uygulayabilmek giderek zorlaşıyor. Ancak küçük dokunuşlarla zorlukları azaltmak mümkün.

Herkese başarılar!